|
Tweet |
“Gazze’de Yaşananlar Bir Halkın Değil, İnsanlığın Sınavıdır”
Selim Kayadan, 7 Ekim’de başlayan sürecin bir isyan değil, on yıllardır süren baskı, ambargo, açlık ve adaletsizliğe karşı bir direnişin sonucu olduğunu vurguladı.
“7 Ekim bir başlangıç değil, 77 yıldır süren zulmün bir yansımasıdır. Gazze halkı, onuru ve özgürlüğü için direnirken tüm dünya sessizliğe gömülmüş durumda. Bu tablo, çağımızın vicdan kaybının en açık göstergesidir” dedi.
Kayadan, uluslararası kamuoyunun suskunluğuna dikkat çekerek, “Gazze’de çocuklar enkaz altında kalırken, dünya menfaat hesapları yapıyor. İnsan haklarından söz edenler, Filistin’deki insanlık suçlarına gözlerini kapatıyor. Bu sessizlik tarafsızlık değil, suça ortaklıktır” değerlendirmesinde bulundu.
“Adalet Susarsa, İnsanlık da Kaybeder”
Türkiye’nin tarihî sorumluluğuna vurgu yapan Kayadan, “Türkiye sadece insani yardımlarla değil, diplomatik ve siyasi mekanizmalarla da Filistin halkının yanında olmalıdır. Kınamak yetmez; adaletin sesi dünyada yankılanmalıdır. Çünkü adalet sustuğunda, insanlık da kaybeder” dedi.
“Saadet Partisi Mazlumun Yanında, Zalimlerin Karşısında Olmaya Devam Edecek”
Selim Kayadan, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bizim için Filistin davası bir siyaset değil, bir vicdan meselesidir. Kudüs özgür olana, Gazze yeniden ayağa kalkana kadar bu mücadele sürecektir. Zalim kim olursa olsun karşısındayız; mazlum kim olursa olsun yanındayız. Gazze’deki sessizlik, insanlığın en derin çığlığıdır — biz o çığlığı duymaya ve duyurmaya devam edeceğiz.”