Korkmaz, “Gizli mutabakatlarla değil, açık iradeyle, halkın gözü önünde yürütülen bir demokratik çözüm süreci gereklidir. Aksi takdirde süreç değil, siyasal mühendislik olur” ifadelerini kullandı.

“Demokrasi, Arka Odalarda Değil, Meclis’te İnşa Edilir”

Korkmaz, DEM Parti ile yapılan açıklamaların bir ittifak değil, "süreç ittifakı" olduğu yönündeki ifadeleri değerlendirirken, bu kavramın içinin hâlâ belirsizlik taşıdığını vurguladı:
“Süreç adı altında atılacak her adımın demokratik meşruiyeti olması gerekir. Meclis’in ve halkın dışlandığı, sadece belli klikler arasında yürütülen hiçbir girişim halk nezdinde karşılık bulmaz. Sorunların çözümü siyasetin mutfağında değil; toplumun ortak aklında aranmalıdır.”

“Geçmişin Özeleştirisi, Geleceğin Hesabıyla Taçlanmalıdır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faili meçhuller, köy boşaltmaları ve Kürtçe yasağı gibi geçmişteki devlet politikalarına dair yaptığı özeleştirinin “gecikmiş ama dikkate alınması gereken” bir adım olduğunu belirten Korkmaz, şu değerlendirmede bulundu:
“Özeleştirinin bir kıymeti olacaksa, bu ancak samimi bir yüzleşme ve somut adımlarla desteklendiği sürece mümkündür. Faili meçhuller hâlâ aydınlatılmamışken, kayıpların akıbeti belirsizken yapılan sözlü özürler toplum vicdanını tatmin etmez. Hukuk işlemeli, adalet yerini bulmalıdır.”

“Anahtar Parti, Güçlü Meclis ve Eşit Yurttaşlık Temelli Bir Süreçten Yanadır”

Ahmet Korkmaz, çözüm sürecine dair Anahtar Parti’nin pozisyonunu da net biçimde ortaya koydu:
“Biz, çözümün taraftarıyız; ancak çözümün adı barış, yöntemi hukuk, zemini ise şeffaflık olmalıdır. Herkesin eşit yurttaş olduğu, etnik ya da bölgesel temelli ayrıcalıkların değil; adaletin temel alındığı bir yapı istiyoruz. Süreç ittifakı gibi muğlak formüller değil; anayasal güvenceye dayanan net çözümler talep ediyoruz.”

Erzincan’ın toplumsal dokusunun hassasiyetlerine de değinen Ahmet Korkmaz, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Bu coğrafyanın insanı barışı da, mücadeleyi de bilir. Ama en çok da hakkı ve hukuku arar. Biz Anahtar Parti olarak; süreçlerin gölgesinde değil, halkın denetiminde yürütülmesini istiyoruz. Erzincan halkının iradesi, her türlü kapalı kapı siyasetinin karşısındadır.”