“TÜRKİYE’NİN PAYI YÜZDE 1, AMA YÜKÜ YÜZDE 100’E YAKIN”

Aslan Süphanoğlu, Türkiye’nin küresel karbon emisyonlarındaki rolünün oldukça sınırlı olduğunu vurguladı:
“Dünyadaki karbon salınımının %52’sini yalnızca üç ülke gerçekleştiriyor. Türkiye’nin katkısı ise sadece %1 civarında. Hal böyleyken karbon vergileri, enerji kotaları, çevre cezaları gibi uygulamaların bu ülkeye dayatılması adaletsizliktir. Bu, ‘suçlu sen değilsin ama bedeli sen ödeyeceksin’ demektir.”

“BİLİMİ FELAKET SENARYOSUNA ALET ETMEYİN”

Süphanoğlu, iklim değişikliğiyle ilgili kamuoyuna sunulan verilerin abartıldığını ve bilimsel gerçekliğin siyasi propaganda aracı haline getirildiğini savundu:
“NASA’nın 20 yıllık verilerine bakıyoruz: Karbondioksit oranı %13 artmış, dünya sıcaklığı sadece 0.05 derece yükselmiş. Bu oranla 400 yılda sadece 1 derece ısınma yaşanacak. Bu ne bir krizdir ne de alarm zillerini gerektiren bir tablo. Bilim, korkutmak için değil; çözüm üretmek için vardır.”

“KARBON KOTASI DEMEK, HAYATINIZIN TAKİBE AÇILMASIDIR”

Aslan Süphanoğlu, İklim Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte vatandaşların yalnızca ekonomik değil, sosyal özgürlüklerinin de kısıtlanabileceğini belirtti:
“Kota sistemleriyle bireylerin enerji tüketimi, seyahati, ulaşımı takip altına alınacak. Karbon kotasını aşanlar belki uçağa binemeyecek, aracıyla şehir dışına çıkamayacak. Bu, özgürlüklerin fişlenmesi anlamına gelir. Böyle bir düzenlemenin çevreyle değil, dijital denetim sistemiyle ilgisi vardır.”

“MİLLETİN TEPKİSİ YOK SAYILAMAZ”

Geçtiğimiz yıl CİMER’e gönderilen rekor sayıdaki itiraz dilekçesine dikkat çeken Süphanoğlu, demokratik refleksin görmezden gelinmemesi gerektiğini vurguladı:
“1 milyondan fazla insan açıkça ‘bu yasayı istemiyoruz’ dedi. Bu halk iradesidir. Meclis, dış taleplere değil milletin taleplerine kulak vermelidir. Aksi takdirde bu yasa, çevreyi değil toplumu tahrip eder.”

“BETONLAŞTIRILAN OVALAR, YAKILAN ORMANLAR, SESSİZ KALINAN KİRLİLİK…”

Süphanoğlu, çevre söylemleriyle gündeme getirilen bu yasa teklifinin, bugüne kadar çevreye zarar veren uygulamalarla çeliştiğini söyledi:
“Tarım alanları yapılaşmaya açılıyor, orman yangınlarının ardından alanlar imara dönüştürülüyor, sanayi kirliliğine karşı iktidar sessiz. Gerçek çevreciliği önce kendi tutumlarında göstersinler, sonra yasadan bahsetsinler. Bu samimiyetsizliktir.”

Aslan Süphanoğlu, açıklamasının sonunda partilerinin duruşunu şu sözlerle netleştirdi:
“Çevreye duyarlılık, milletin sırtına yeni vergiler bindirerek değil; üretimi, adaleti ve özgürlüğü koruyarak olur. Yeniden Refah Partisi olarak bu küresel dayatmayı kabul etmiyoruz. Meclis’te İklim Kanunu’na red oyu vereceğimizi açıkça ilan ediyoruz.”