![]() |
Tweet |
Anahtar Parti Konya İl Başkanı Abdullah Kaplan, yaşanan hukuki ve ekonomik gelişmelerin sadece belli çevreleri değil, artık geleneksel olarak iktidara yüksek destek veren şehirleri de derinden sarstığını vurguladı. Ekrem İmamoğlu üzerinden yürütülen yargı sürecine ve ekonomi-politik hamlelerin arka planına dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
“YARGI ADALET DAĞITMAK İÇİN VAR, SOPA GÖSTERMEK İÇİN DEĞİL”
Kaplan, İmamoğlu davasına ilişkin somut delil tartışmalarının ötesine geçerek, yapılan usule itiraz ettiklerini vurguladı:
“Belki Ekrem İmamoğlu suçsuz değil, belki de suçlu… Bunu bilmeyiz ama bildiğimiz bir şey var: Bu sürecin yolu bu değildi. İfade çağrısı yapılabilir, yurt dışı yasağı konulabilir, gerekiyorsa kayyum atanabilirdi. Ama sabaha karşı operasyonla gözaltı, kamu vicdanında karşılık bulmaz. Bu, milletin zekâsına da adalet duygusuna da hakarettir.”
“REZERVLER KİMLERE PEŞKEŞ ÇEKİLDİ?”
Kaplan, operasyonun yapıldığı gün döviz rezervlerinde yaşanan hareketliliğe de dikkat çekerek, ağır bir iddiayı kamuoyunun gündemine taşıdı:
“Operasyonun olacağı AK Parti kadrolarınca bilinmiyor muydu? O gece döviz alanlar kimdi? Kimler zenginleştirildi? Milletin aylarca kemer sıkarak oluşturduğu döviz rezervi, bir şov uğruna heba edildi. Bu rezerv kimlerin cebine aktı, hesap verilmeli!”
“KONYA YÜKSEK SESLE KONUŞUYOR ARTIK”
Anahtar Parti Konya İl Başkanı olarak şehirdeki toplumsal duyarlılığı da değerlendiren Kaplan, şu ifadeleri kullandı:
“Konya artık susmuyor! Haksızlığa, hukuksuzluğa, geçim derdine karşı sesi en gür çıkan şehirlerden biri haline geliyor. Konya halkı bugüne kadar yüzde 70 oranında iktidarı destekledi ama bu destek, adaletsizliğe onay anlamına gelmiyor. Biz, Konya’nın hakkını savunuyoruz.”
“GENÇLİĞİN ÖNÜ KESİLİRSE, SOKAĞA İNERLER”
Gençlik hareketliliğine de değinen Kaplan, gençlerin bastırılan enerjilerinin birikerek sosyal patlamalara yol açabileceğine dikkat çekti:
“Liyakatsiz rektörlerin ilk işi festivalleri iptal etmek oldu. Gençlerin nefes aldığı tüm alanlar kapatıldı. O gençler bugün sadece Ekrem İmamoğlu’na değil, kendi sıkışmışlıklarına da isyan ediyor. Sokaktaki tepkinin ardında sadece siyasi değil, sosyolojik bir gerçeklik var.”