|
Tweet |
“KURTULUŞ SAVAŞI’NDA OMUZ OMUZA SAVAŞTIK”
Çevik, Kurtuluş Savaşı’nda Türk ve Kürtlerin birlikte mücadele ettiğini belirterek çarpıcı bir örnek verdi:
“Mustafa Kemal İzmir’e girerken bayrağı göndere çeken çavuş Diyarbakırlı Reşo’ydu. Genelkurmay kendisine madalya verdi. Niye? Çünkü Türkler ve Kürtler birlikte omuz omuza savaştı. Bugün bazı çevrelerin doğuyu kötülemesi, Kürtleri dışlaması tarihi inkâr etmektir.”
“TÜRKİYE’Yİ BÖLMEK İSTEYENLERE KARŞI UYANIK OLMALIYIZ”
Çevik, dış güçlerin ve içerideki çıkar çevrelerinin yıllardır etnik ve mezhepsel ayrımları kullandığını belirterek şunları söyledi:
“PKK ve benzeri yapılar bu ülkeyi bölmek isteyenlerin projesidir. Bu oyunlara gelmemeliyiz. Kürtleri basamak yapıp dışlayanlar şunu iyi bilsin ki, yarın aynı oyunu Türkler üzerinde de oynarlar. Türkler ve Kürtler kardeştir; birlikte durursak kimse bu ülkeyi bölemez.”
“GERÇEK MİLLİYETÇİLİK VE MÜSLÜMANLIK DOĞRU ANLATILMALI”
Çevik, Yerli ve Milli Parti’nin en önemli misyonlarından birinin yanlış yönlendirilmiş milliyetçilik ve istismar edilen dini anlayışları düzeltmek olduğunu vurguladı:
“Bizim partimiz, gerçek milliyetçiliği ve gerçek Müslümanlığı savunmak için kuruldu. Dış güçlerin oyununa gelen, rant için halkı ayrıştıran bir siyaset anlayışına karşıyız. Bu ülkenin birliği, adaleti ve maneviyatı için mücadele ediyoruz.”
“YERLİ VE MİLLİ PARTİ BU BOŞLUĞU DOLDURACAK”
Çevik, siyasetteki tıkanmanın yeni bir milli harekete ihtiyaç doğurduğunu belirterek şöyle devam etti:
“AK Parti 23 yıldır ülkeyi yönetti, Sn.Devlet Bahçeli’nin partisi de, SSCB ye karşı kurulan yapıdan kurtulup, geniş halk kitlelerine geçmişi ve geleceğiyle daha yerli ve dinamik siyasi,sosyal, ekonomik, adalet açısından çözümler sunan programlara yönelmelidir..
Çünkü kendisinden ayrılan partiler de aynı tas aynı tarak MHP nin elli yıl önceki, dünya küresel detant/ denge politikaları algısından kurtulup,bunu açıkça halka anlatması gerek..Bunu anlatırsa PKK nasıl ve niçin kurulduğunu halk anlar ve iç ve dış riskleri daha iyi çözerek halkta bu anlamda kardeşlşk bilinci ve birlik ruhuyla milliyetçilik gelişeceğine kanaat gelişir..
Demek ki yeni ve daha yoğunlaşan iç dış riskler " DİN VE ETNİK YAPI VE SPRİTÜEL , EZOTERİK ÇARPITMALAR, DİJİTAL ALGI OPERASYONLARI VE EKONOMİNİN KÜRESEL BAĞLILIK RİSKLERİDİR " yani yeni küresel siyaset artık farklı şekilde işlemekte, en önemlisi Tek Tanrı İnancı çarpıtılmakla, dinin temel fıtri yapıları, genel ahlaka zıt bir sinsi şeytani çabalarla, kimisi dini ideoloji yapıyor, böylece sun'i terör yapıları ile İslam Dini' ne buhtan edici özellikle Selefi denilen, tamamen şekli, ama içi boş, cahil bağnaz kimselerin hala Arap yaşamını din zannedenlerin faaliyetleri yoğunlukla yürütülmektedir.. Bunun aksi ise, ideolojileri din yapan,hala bu düşünceden kurtulamayan 19,20. Yüzyılda kalan bozuk saat Bolşevizm/ Kominizm teraneleri ve marjinal proleterya felsefesi ve Musolini- Hitler Faşizmi önceleyen, etnik hastalıklardır..
İşte bu durum bize dinamik dış ve iç tahribatlara karşı başta MHP ve Merkez Sağ ve Sosyal Demokratların üzerinde ciddi düşünmesi gereken gün be gün dinamik siyasi,askeri, ideolojik sunumlar, plan programların bu temeller dahilinde sunumu ve üzerinde ciddi çalışmalar yapılmasını aklımız,tecrübelerimiz gerekli kılmaktadır..
Yani hem din eksenli partiler ve hem de milliyetçiliği düzgün anlamadığı kanaatinde olduğumuz özellikle Türkiye Cumhuriyeti içindeki siyasal partiler, bu tehlikelerle karşı karşıya olduğumuzu artık iyice anlamalıdırlar, çünkü iş kendilerine ve her en marjinale dahi dönebileceğini, elli yüz yıl önceki etnik yapılarla DNA sı neydi diye tartışmalara kadar gideceği anlaşılmaktadır ve bu insanlığın kendisine tapmasına kadar gider...
Bizi bağlayan en temel bağlaç son hakikat Tek Tanrıyı kabul eden, ' FITRAT DİNİ HANİF İSLAMDIR' ( Rum Süresi,30)
Bundan başka töreler ve örfe ,akla aykırı olmayan adetlerimizdir..Yani bütünüyle bu topraklarda yaşayanlar öncelikle bu birlikteliği sağlarlarsa ufak tefek fikri, teknik vs konularda elbette müzakereler tartışmalar olacaktır..İstişare,müzakere,itiraz bir insanlık hakkıdır..Peygamber yoksa, diktatörlük hiç yoktur..Kimse artık vah almadığına göre, elbette akil,ehliyetli,liyakatli insanlara bu toplum önem vermeli,kendinden olanların evvelini,gününü, ahirini biliyorsa artık aydın insanlara halk siyasal,sosyal, bilimsel yetkileri gönül rahatlığı ile bırakmalıdır..Evet siyaset çok yara almış, ehil olmayan, liyakatsiz ve bazı kendini bilmezlere teslim esilmesi yüzünden bu sıkıntılara düşülmüştür..Bu nedenle siyasette iki şey çok önemli : Ehliyet- Liyakat ve Tercihli Seçim Sistemidir..
Yani MHP, hala bir paramiliter yapı görünümünden kurtulup, elbette daha vizyonlu kimselerle çalışmalı ki, kendisinden ayrılan hala kafası NATO/ KGB kavgasında salt sivil çatışma mantığını bıraksın ve bu gibi kolpa partiler miadı dolmuş şekilde ortadan kalksın, kimseye örnek olmasın..Yoksa, yarın bu partiyi ele alıp, yine 90lardaki puslu hava yapıp, cebini düşünen siyasi askeri baronlar görürüz !
Diğer dini, milli , sosyalist olduğunu söyleyen partilerde bu temel konuları çok iyi ve tekrar tekrar düşünmelidirler..
Biz, bu anlamada yapılanmamızı gerçekleştirmeye çalışıyor, çabalıyoruz.."
İsmail Hakkı ÇEVİK konuşmasını şöyle sonlandırdı"
Türkiye’nin yeni, samimi ve gerçekten milli bir harekete ihtiyacı vardır. İnşaallah, Yerli ve Milli Parti bu boşluğu dolduracak ve halkın umudu olacaktır kanaatindeyim. ”