“6 AYDA BÜTÇENİN YARISI ERİDİ”
Çetinkaya, 2025 bütçesindeki tabloya dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu:
“Haziran itibarıyla bütçe 985 milyar TL açık verdi. Yılbaşında açıklanan hedef 1 trilyon 930 milyardı. Yani ilk 6 ayda bu açığın yarısını tükettik. Üstelik vergi gelirlerinin en yüksek olduğu mart-nisan aylarını da geride bıraktık. Bundan sonrası tamamen borçlanmayla döner.”

“VERGİ YÜKÜ EN ÇOK YOKSULA BİNİYOR”
Vergi sistemindeki adaletsizliğe değinen Çetinkaya, şunları söyledi:
“Türkiye’de bütçenin yüzde 70’i dolaylı vergilere dayanıyor. Bu sistem en çok fakirleri ve sabit gelirlileri vurur. Zengin, vergi avantajlarıyla korunurken, dar gelirli vatandaş ekmeğinden bile vergi ödüyor. Ekmekteki KDV yüzde 1 ama bu insan başka bir şey tüketmeyecek mi? Peynir, zeytin, süt… Her şey vergi altında.”

“ÜLKE FAKİRLEŞTİ, HALK GERÇEKTEN AÇ”
Çetinkaya, artan yoksulluğun artık sosyal bir felakete dönüştüğünü belirtti:
“Halkın yüzde 39’u et yiyemiyor. 15 milyon insan sosyal yardım alıyor. Buna rağmen hâlâ her şey güllük gülistanlıkmış gibi bir tablo çiziliyor. Bu, halkla alay etmektir. İnsanların geçim savaşı verdiği bir ülkede hâlâ başarı hikâyesi anlatmak vicdanları yaralıyor.”

“GERÇEK EKONOMİ POLİTİKASI: ADALET VE ÜRETİM”
Son olarak, ekonomideki çözüm reçetesine değinen Çetinkaya, şu ifadeleri kullandı:
“Dolaylı vergilere, borçla büyüme anlayışına, kaynak israfına son verilmelidir. Üretim ekonomisine, adil vergi sistemine ve milli bütçe disiplinine geçilmedikçe bu tablo değişmez. Gerçek ekonomi politikası adalet ve üretim temelli olmalıdır.”