“KÜRESEL PROBLEMLERİN FATURASI TÜRKİYE’YE KESİLEMEZ”

Fehmi Güray Çakır, dünya genelindeki karbon salınımının büyük kısmının gelişmiş ülkeler tarafından üretildiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Uluslararası veriler ortada. ABD, Çin ve Hindistan gibi ülkeler dünya karbon salınımının yarısından fazlasını gerçekleştiriyor. Türkiye’nin payı sadece yüzde 1 civarında. Hal böyleyken, gelişmiş ülkeler kendi yükümlülüklerinden kaçarken, Türkiye’ye karbon vergisi ve kota dayatmaları yapılması adil değildir.”

“BİLİMSEL GERÇEKLER ABARTILI FELAKET SENARYOLARINI DESTEKLEMİYOR”

Çakır, karbon salınımı ve küresel ısınma konusunda kamuoyuna sunulan bazı söylemlerin bilimsel dayanaklardan uzak olduğunu savundu:
“NASA’nın uydu verilerine göre, 1995 ile 2015 yılları arasında atmosferdeki karbondioksit oranı yüzde 13 artarken, dünya sıcaklığı sadece 0.05 derece yükselmiş. Bu oranın aynı hızla devam etmesi durumunda dahi, önümüzdeki 400 yılda toplamda 1 derecelik bir artış bekleniyor. Bu tablo bir felaket değil, doğal döngünün bir parçası.”

“YENİ VERGİLER, YENİ KISITLAMALAR”

Kanunun kabul edilmesiyle birlikte hem işletmelere hem de vatandaşlara yeni yükler geleceğini belirten Çakır, karbon vergisi uygulamasının altını çizdi:
“Zaten yüksek vergi oranları ve artan maliyetlerle mücadele eden işletmelerimiz için bu yük daha da ağırlaşacak. Ayrıca bireyler de enerji tüketimi, ulaşım ya da atık üretimi gibi konularda karbon kotası uygulamalarıyla karşılaşabilir. Bu yalnızca ekonomik bir yük değil, aynı zamanda temel özgürlüklerin kısıtlanması anlamına da gelebilir.”

“ÇEVRE HASSASİYETİ SAMİMİYET GEREKTİRİR”

Fehmi Güray Çakır, çevre koruma söylemlerinin içinin doldurulması gerektiğini vurgulayarak, mevcut iktidarın geçmiş uygulamalarına da atıfta bulundu:
“Yanan orman alanlarının imara açılması, verimli tarım arazilerinin yapılaşmaya kurban edilmesi, Kanal İstanbul gibi çevreye zarar vereceği açık olan projeler, çevre hassasiyetine gölge düşürüyor. Bu tabloyu ortaya koyan bir yönetimin şimdi çevre adına kanun dayatması, kamuoyunda haklı soru işaretleri doğuruyor.”

“HALKIN GÖRÜŞÜ YOK SAYILAMAZ”

Çakır, geçtiğimiz yıl 1 milyonun üzerinde vatandaşın CİMER üzerinden İklim Kanunu’na karşı itiraz ettiğini hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu:
“Bu ölçekte bir toplumsal tepki önemlidir. Demokratik bir ülkede bu kadar geniş katılımlı bir karşı duruşun dikkate alınmaması, halk iradesinin yok sayılması anlamına gelir. Meclis’in milletin sesine kulak vermesi gerekir.”
Fehmi Güray Çakır, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Çevreyi korumak elbette önemlidir. Ancak bunun yolu milletin sırtına yük bindirmekten, özgürlüklerini sınırlamaktan geçmemelidir. Yeniden Refah Partisi olarak, milletin menfaatlerini ve adaleti gözetmeyen bu kanuna karşı olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz.”