Ekonomisi kırılgan, halkı yüksek enflasyonla mücadele eden bir ülkeye böylesine ağır yükler getirmek akılcı değildir,” diyerek net bir karşı duruş sergiledi.
Fırat Akkuş, Türkiye’nin dünyadaki karbon emisyonundaki rolünün büyütüldüğünü, bu nedenle adil olmayan bir tabloyla karşı karşıya kalındığını ifade etti:
“Türkiye, küresel karbon salınımının sadece %1’inden sorumlu. Ancak öyle bir yasa dayatılıyor ki, sanki bu krizin baş aktörüyüz. Esas sorumlular tedbir almıyorken bizden bedel ödememiz bekleniyor. Bu adalet değildir, bu stratejik körlüktür.”

"BİLİMSEL GÖRÜNÜMLÜ SİYASAL PROJELERLE YÖNETİLMEYİ REDDEDİYORUZ"

Akkuş, söz konusu düzenlemenin bilimsel gerçeklikten ziyade, küresel siyasi çıkarlarla örtüştüğünü belirtti:
“Karbondioksit artışını konuşurken 0.05 derece sıcaklık değişiminden bahsediyoruz. Yani 20 yılda yaşanan ısınma, insanı gölgeye geçirecek kadar bile değil. Ancak bu veriler abartılarak vergi sistemine ve bireysel özgürlüklere müdahalenin meşruiyeti haline getiriliyor. Biz buna karşıyız.”

"KARBON KOTASIYLA ÖZGÜRLÜK Mİ ÖLÇÜLECEK?"

Kanun teklifinin yalnızca ekonomik değil, sosyal alanda da ciddi etkiler doğuracağını söyleyen Akkuş, dijital denetim sistemlerine ve olası bireysel kısıtlamalara da değindi:
“Yarın bir gün karbon kotasını aşan vatandaş uçağa binemeyecek, aracıyla şehir dışına çıkamayacak. Tüketim üzerinden insan davranışlarını kontrol etme girişimiyle karşı karşıyayız. Bu, özgürlüklerin sınırlandırılması anlamına gelir.”

"ÇEVREYİ KORUMAK ADINA, ÇEVREYE EN ÇOK ZARAR VERENLER GÖZARDI EDİLEMEZ"

Akkuş, çevre konusunda ortaya konan çelişkili uygulamalara da değinmeden geçmedi:
“Ormanları yakanlar affediliyor, tarım arazileri imara açılıyor, çevreyi kirleten şirketlere dokunulmuyor ama vatandaşın enerji kullanımı düzenlenmek isteniyor. Bu samimiyetsizliktir. Gerçek çevre bilinci tutarlılıkla başlar.”

Fırat Akkuş, İklim Kanunu’na karşı halkın gösterdiği tepkilerin dikkate alınması gerektiğini vurguladı:
“Geçtiğimiz yıl CİMER'e yapılan 1 milyonun üzerindeki başvuru, milletin bu yasaya hayır dediğinin açık göstergesidir. Demokratik bir düzende bu sesin yok sayılması kabul edilemez.”

Fırat Akkuş, açıklamasını şöyle noktaladı:
“Biz Yeniden Refah Partisi olarak çevreyi korumanın, dışa bağımlı politikalarla değil, milli ve yerli çözüm yollarıyla mümkün olduğuna inanıyoruz. İklim Kanunu bu haliyle Türkiye’ye dar gelir. Kabul edilemez. Bu nedenle partimizin tavrı nettir: Red.”