|
Tweet |
ANAYASA VE HUKUK DEVLETİ VURGUSU
İrfan Uzun, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. maddesinin devleti “insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti” olarak tanımladığını hatırlatarak şunları söyledi:
“Hukuk devleti, yargının siyasetten bağımsız olmasını ve mahkeme kararlarının evrensel hukuk ilkeleriyle uyumlu olmasını gerektirir. Bu ilke, sadece bir ideal değil, Anayasa ile güvence altına alınmış bir zorunluluktur.”
AİHM KARARLARI BAĞLAYICIDIR
AİHM’in Demirtaş ve Yüksekdağ hakkında verdiği “tutukluluk hak ihlalidir” kararlarına işaret eden Uzun, bu kararların uygulanmasının anayasal yükümlülük olduğunu belirtti:
“Anayasa’nın 90. maddesi çok açıktır. Uluslararası insan hakları sözleşmeleri iç hukukun üzerindedir. AİHM kararları bağlayıcıdır ve gecikmeksizin uygulanmalıdır. Bu noktada takdir değil, yükümlülük söz konusudur.”
TAHLİYE SİYASİ DEĞİL, HUKUKİ BİR ZORUNLULUKTUR
İrfan Uzun, tahliyelerin siyasetin konusu yapılmaması gerektiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Selahattin Demirtaş ve Sayın Figen Yüksekdağ’ın tahliyesi bir siyasi temenni değil, hukukun, adaletin ve Anayasa’nın emridir. Bu kararların uygulanması, Türkiye’nin hukuk devletine bağlılığını tüm dünyaya yeniden gösterecektir.”
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ÇAĞRISI
Uzun, açıklamasını şu ifadelerle noktaladı:
“Adaletin geciktiği her gün, hukuka olan güveni zedeler. Türkiye, hukukun üstünlüğünü tesis ettiğinde gerçek demokratik gücünü gösterecektir. Bizler hukukun tarafındayız, hukukun gereğinin derhal yerine getirilmesini savunuyoruz.”