![]() |
Tweet |
“KÜRESEL DAYATMALARA KARŞI DİKKATLİ OLUNMALI”
Nazmi Acan açıklamasında, İklim Kanunu’nun görünüşte çevreyi koruma hedefi taşısa da, arka planda çok daha geniş kapsamlı sosyal, ekonomik ve kültürel etkiler barındırdığını belirtti. Acan, bu düzenlemelerin “karbon emisyonlarını azaltma” gerekçesiyle insan hayatının her alanına müdahale etme riskine açık olduğunu vurguladı:
“Bu taslak, doğal yaşamı ve insan emeğini tehdit eden, insanı merkeze almayan bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Tarımdan hayvancılığa, gıdadan ısınmaya kadar uzanan birçok başlık, dış merkezli kararlarla şekillendirilmeye çalışılmaktadır.”
“İKLİM KANUNU, TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM PROJELERİYLE İÇ İÇE DÜŞÜNÜLÜYOR”
Acan, iklim değişikliğiyle mücadele adı altında gündeme gelen bu kanunun, 'Akıllı Şehirler', 'Dijital Kimlikler', 'Tek Sağlık' gibi başlıklarla uyumlu olarak dijital, merkezileşmiş ve kontrolcü bir sistemin parçası hâline getirildiğini iddia etti:
“Bu yapı, gelecekte bireylerin yaşam tarzlarını, tüketim alışkanlıklarını ve hatta hareket özgürlüklerini sınırlayacak bir küresel denetim sistemine dönüşebilir. Biz bu konuda uyarı görevimizi yerine getiriyor, milletvekillerine bu yasa taslağına karşı çıkmaları çağrısında bulunuyoruz.”
“TBMM, HALKIN DEĞİL KÜRESEL OTORİTELERİN TALEPLERİNİ Mİ YERİNE GETİRECEK?”
Nazmi Acan açıklamasında, Meclis’te daha önce Paris İklim Anlaşması’nın onaylanmasına karşı gösterilen yetersiz duruşun benzer bir biçimde tekrarlanmaması gerektiğini ifade etti:
“Türkiye’nin geleceği hakkında alınacak her karar, milletin iradesine dayanmalı; dış yapılar tarafından dayatılmamalıdır. Sağlık, çevre ve ekonomi politikaları bağımsız şekilde yürütülmelidir. Dijital projeler, doğa üzerinden insan hayatına müdahale aracına dönüşmemelidir.”
“GELECEĞİN DEĞİL BUGÜNÜN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KORUYALIM”
Nazmi Acan, son olarak Meclis’teki tüm milletvekillerine seslenerek sözlerini şöyle tamamladı:
“İklim Kanunu, görünenden daha derin etkiler taşıyan bir düzenlemedir. Bu yasa, doğayı koruma bahanesiyle insanı kontrol altına alma riskini taşımaktadır. TBMM üyelerini vicdanlarıyla ve milletin geleceğini düşünerek hareket etmeye, bu kanunun reddedilmesi yönünde tutum almaya davet ediyoruz.”