|
Tweet |
“YARGIYI MEMURİYETE İNDİRGEYEN BİR REJİM ANLAYIŞIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Bülbül, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın talimatıyla İstanbul Barosu Başkanı ve yönetiminin adliyeye alınmamasının anayasal düzene aykırı olduğunu belirtti:
“Bu tutum, Anayasa’nın 9. ve 138. maddeleriyle güvence altına alınan yargı bağımsızlığını, Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddelerinde düzenlenen savunma bağımsızlığını açıkça ihlal etmektedir. Bir başsavcının, baronun kurumsal kimliğini yok sayması; adliyeleri emir altındaki birer memur dairesine dönüştürme girişimidir. Bu kabul edilemez.”
“MAHKEME KADIYA MÜLK DEĞİLDİR”
CHP’li Bülbül, adaletin yürütme baskısı altında işlemeyeceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Adliyeler, ne başsavcıların ne de yürütmenin malıdır. Mahkeme kadıya mülk değildir. Bugün Çağlayan’da yaşananlar, yargının siyasallaştırılmasının geldiği tehlikeli noktayı göstermektedir. Baro başkanını dahi adliyeye sokmayan bir zihniyet, hukuk devletine değil, otoriter rejime hizmet eder.”
“BU ZİHNİYETE TESLİM OLMAYACAĞIZ”
Bülbül açıklamasını, demokrasi ve hukuk vurgusuyla tamamladı:
“Savunma hakkının, baroların ve yargı bağımsızlığının yanında olmaya devam edeceğiz. Bu zihniyete teslim olmayacağız. Türkiye, hukuk devletidir ve hiçbir başsavcı, hiçbir siyasi irade, milletin adalet talebinin önüne geçemez.”