![]() |
Tweet |
Gömüç, Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin ardından gelen “bu bir siyasi değil, süreç ittifakıdır” açıklamasına da eleştirel yaklaştı. Kimin, ne adına, hangi içerikle yola çıktığının kamuoyuna açıkça anlatılmadığı bir sürecin ne barış getireceğini ne de kalıcılık sağlayacağını vurgulayan Gömüç, bu tarz hamlelerin toplumsal güveni zedeleme riski taşıdığını belirtti. Kamuoyunun net bilgiye ulaşamadığı, sürecin sınırlarının tarif edilmediği, toplumsal mutabakat yerine kapalı yürütülen diyalogların çözüm değil, yeni kırılmalar yaratacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faili meçhuller, Kürtçe yasağı ve geçmişte uygulanan baskıcı devlet pratiklerine ilişkin yaptığı özeleştirilerin dikkatle takip edildiğini ifade eden Gömüç, bu açıklamaların ancak hukuk zemininde atılacak somut adımlarla anlam kazanabileceğini belirtti. Faili meçhullerin hâlâ aydınlatılmadığı, kayıpların akıbetinin bilinmediği, annelerin adalet nöbetlerinin sürdüğü bir ülkede, sözlü özeleştirilerin tek başına yeterli olmadığını, esas olanın sorumlulukların hukuki olarak ortaya konulması olduğunu kaydetti.
Taşkın Gömüç, çözümün merkezine halkı koymayan, Meclis zemininde şeffaf şekilde yürümeyen her sürece karşı olduklarını vurguladı. Anahtar Parti’nin ilke odaklı siyaset anlayışına dikkat çeken Gömüç, çözümün ne isimler arasında ne de partiler arasında gizli yürüyen anlaşmalarla değil, milletle birlikte ve milletin gözü önünde inşa edilmesi gerektiğini dile getirdi. Gerçek bir çözümün, yalnızca barış kelimesiyle değil, adalet, eşitlik ve hesap verebilirlikle birlikte düşünüldüğünde mümkün olabileceğini ifade etti.
Açıklamasının sonunda Türkiye’nin ihtiyacının isimler ya da partiler üzerinden yürütülen muğlak birliktelikler değil, anayasal güvenceye dayalı, toplumsal vicdana yaslanan açık bir demokratik süreç olduğunu vurgulayan Gömüç, “Biz milletin tarafındayız, siyasi mühendisliğin değil” diyerek sözlerini tamamladı.