“Milletvekillerimizin Katılımının Engellenmesi Manidardır”

Kayra, Türk milletvekilleri ve STK temsilcilerinin akreditasyonlarının iptal edilmesine tepki göstererek, “Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan heyetin önü, anlamsız ve keyfi gerekçelerle kesildi. Bu tavır, yalnızca Türkiye’ye değil, bütün bir ümmete karşı yapılmış bir saygısızlıktır. İsrail’in baskısı altında alınan bu karar, tarih önünde mahkûm olacaktır.” ifadelerini kullandı.

“İslam Ülkelerinin Sessizliği Umutları Tüketiyor”

Doha’da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi zirvesinden Sumut Filosuna dair herhangi bir karar çıkmamasını eleştiren Kayra, “Gazze’de çocuklar ve masum siviller katledilirken sadece kınama yayınlamak, zalimin cesaretini artırmaktadır. İslam ülkelerinin sessizliği, mazlumların umutlarını tüketmektedir. Bu tablo, ümmet adına utanç vericidir.” dedi.

“Türkiye Daha Güçlü Adımlar Atmalı”

Kayra, Türkiye’nin bu süreçte daha etkin bir tutum sergilemesi gerektiğini belirterek, “Devletimiz, Kızılay ve uluslararası insani yardım kuruluşlarıyla ortak girişimler yapmalı, yeni yardım filoları hazırlamalıdır. Sürecin şeffaf biçimde takip edilmesi için gözlemci heyetler görevlendirilmelidir. Sadece diplomatik açıklamalar değil, fiili adımlar atılmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Gazze Dostluk Grubu İçin Çağrı”

Yunus Kayra, TBMM’de Gazze Dostluk Grubu kurulması çağrısını da desteklediğini belirterek, “Gazze isminin parklarımızda, meydanlarımızda, caddelerimizde yaşatılması, zulme karşı ortak bilincin diri tutulmasına katkı sağlayacaktır. Siirt’ten Türkiye’nin dört bir yanına bu dayanışma duygusu yayılmalıdır.” şeklinde konuştu.
Açıklamasını kararlı bir mesajla sonlandıran Kayra şunları kaydetti:
“Gazze ve Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Bugün sessiz kalmak, yarın daha büyük kayıpların önünü açmaktır. Yeniden Refah Partisi olarak, mazlumların yanında durmaya ve zalimlerin karşısında olmaya devam edeceğiz.”